Evet düştüm, ama sor bakalım niye?

Blog yazan (blogger) bi arkadaşla münazara ettikte, kişisel blog tutan biri sadece övünebildiği şeyleri mi yazar diye. Bence öyle değil. Ben iki yıl öncelerde yazdığım bir blog yazıma şimdi rastladığımda elim hemen "sil lan şunu" butonuna gidiyor ama neticede silmiyorum.

Demekki insan övünmediği şeyleri de blogunda bulundurabilirmiş. Mesela şimdi size(siz dediysem blogumu okuyan üç-beş kişi) geçen hafta yaşadığım rezalati anlatabilirim.

29 Nisan'da, gitmesekte görmesekte Ayaklıcaoluk köyündeki(şehirden 15 km doğuda) Çağla, Erik bağımıza gitme kararı aldım. Yalnız başıma gitmeyeyim diye de Alper ve Orhan VURER kuzenlerimi aradım, söyledim "olur" dediler yola koyulduk.

Köyün havası çok iyiydi. Şehre kıyasla daha sterildi(hep böyle teknik tabirler kullanmayı sevmişimdir) Egzoz ve benzeri dumanlarla kirlenmemiş havası, yeraltından çıkarılan suyu falan. Yedik içtik eğlendik. Öğlenden sonra eve gitme kararı aldık. Anayola kadar yürüdük ilerde çeşme vardı. Yüzümüzü yıkarken bi baktım şehir istikametinde bir at arabası. Kuzenlere "hadi at arabasına" dedim. Koştuk atladık arabanın arkasına. Bindikten sonra beyamcayla tanıştık, "bizide şehre at amca ferah ferah gidelim" dedik sağolsun amca "eyvallah" dedi. Şehre doğru tıngır mıngır at arabasında giderken, muhabbetler gırlaydı.

Nihayetinde şehre geldik doğukent mevkinde at arabasından inip evimize kadar yürüme kararı aldık. Bey amca arabayı 5-6 metre ilerde durduracakken ben bi cesaret arabanın arkasından (arkamızdan gelen araba yoktu) yola yavaşça atladım. Dedim ya bi cesaret dengemi sağlayabilirim diye düşündüm. Doğal olarak dengemi sağlayamadım ve sırtüstü yola düştüm. Hiç karizmatik değildi bayağı bok çuvalı gibi yerde buldum kendimi.

Bozuntuya vermeden (bkz: bozuntuya vermemek) kalktım ve uygun adım kuzenlerle doğukent semtinin çıkışındaki şarküterimsi mekana girdik. içecek bir şeyler aldık falan. Eve gelinceye kadar hatırlayıp hatırlayıp güleceğimiz bir şeyimiz vardı artık.

Düştüm ama tecrübe edinmiş oldum işte.

Olur ya anne okursan, yavaşça düştüm bir yerime bir şey olmadı.




Sükuneti boz

Yorum yap