zincirleme dil sürçmesi

vay börle biş rey. yani var böyle bir şey. dil sürçmesi genellikle heyecanla-adrenalinle orantılı tutulur lakin yorgunluk ve uykusuzlukta etkili etmenlerdendir.

çoğu zaman farkedersiniz ama farketmemişlikten gelirsiniz ve kendinize tecavüz etme isteği duyarsınız. "ne diyorum lan ben" diye iç geçirirken devam eden zincirlemeye engel olup bir müddet susarsınız.

uykurgunluktandır. uykusuzluk ve yorgunluktan.





şiir'e uzun bir ara



yaklaşık bir yıldır kitap çıkarma hevesindeyim ama olmuyor, yayınevleriyle anlaşamıyorum ya da herkese açık fırsat kapıları bana kapanıveriyor. bende özüm olan internette kitabı yayınlama kararı aldım. fazla uğraştırmayan bir tasarımla safagayret.com/nur adresinde müstakbel "Nur" şiir kitabımda yayınlanmasını tavsiye edeceğim şiirleri listeledim. editörle yayıneviyle uğraşmak istemediğim gibi uzun bir süre şiir'le şair'le de ilgilenmek istemiyorum. zaten sınav ve staj telaşıyla edebiyatı düşünecek vaktim olmuyor. olmasında.




Şimdi ölmüşsündür lan kamil

Ulan kamil bu kış çok ilginç ve erken başladı bence. Arkadaş! bir hafta evvel t-shirtle gezinirken birden bire monta sarılmaya başladık ya. Sonra birgün yalnızdım yine bir şeyler atıştırayım telaşıyla dolabı karıştırırken köfte bulup tavada ısıtıp yemeye koyuldum ki sen geldin kapıma. Eve kabul ettim tabii. Öküzüm falan ama insanlıktan da anlarım biraz, düşündüm de bu soğukta dışarda ne yapar, ne ederdin. Hiç konuşmadın lan kamil. Hiç konuşmayan, ağırbaşlı, dertli bir karekter olarak algıladım seni. Sormadan Kamil adını verdim sana. inegöl'üde yapamamıştı bizimkiler, zaten dünden kalmıştı. Canım istemedi pek, ölmeyecek kadar doyunca bıraktım yemeyi. Sende pek sevmedin biliyorum, aç olduğundan yedin. "Lokmalarımı saymış" diye düşünme ama benden fazla yedin.

Sonra çay/may içtim içim ısınsın diye, sana hiç sormadım içmeyeceğini biliyordum. Yine televizyonda bir şey yoktu. Her kanalın bir köşesinde "Yeni bölüm" yazıyordu. Farketmişsindir dizi izlemem. Sıkıldım ama sana çaktırmamaya çalıştım derdin başından aşkındı lan kamil.

Belli etmesende üzgündün olum, annen olacak o acımasız o kış gününde sokağa terketmişti seni. Bir kaç hafta benle kaldın kamil, günde iki öğün yiyecek sağlıyordum sana. Babam sevmez öyle aileden başkasının eve girip çıkmasını. Bahçede yaşıyordun sessizce. Bir keresinde eve girmeyi başarıp yatağıma gelmiştinde sana sıcacık uyuyabileceğin bir yer hazırlamıştım. Tüğ dökmüşsün lan her yere.

Haftasına daha çok rahatsız olmaya başladı babam, bir sabah uzaklara giderken yanında götürmüş seni. Sende kanıp gitmişsin işte. Beni bulamayacağın bir yerlere bırakıp işine gücüne dönmüş babam. Sorarım annenden farkı ne babamın? yok dimi. yok.

Sahi dişiydin lan sen, niye kamil dedim ki sana? boş bulundum galiba. Ama yapışıp kaldı ağzıma lan kamil.

Annenler niye Mart ayında sevişmişler ki kamil. Şöyle Mayıs ayını falan seçselermiş sıcak yaz mevsiminde gelirmişin dünyaya. Allah'ın takdiri işte karışamıyoruz.

Kahramanmaraş çok soğuk şimdi. Şimdi kuytu bir sokakta barınacak yer arıyorsundur. Bu yıl çok kedi gördüm dışarda, kalmamıştır sana ufak bir yer. Niye durup dururken geldin aklıma? Bu soğukta canımı sıktın kamil. Şimdi ölmüşsündür uzakta.




Favori web sitelerin ilişkilere etkisi

Uzun zamandır bu konuda bir entry yazmayı planlıyorum ama toparlayamadığım için erteliyordum. Bakalım ne kadar toparlayabilmişim.

internet, hayatımızın artık vazgeçilmezi haline geldi. Hatta o kadar hayatımıza girdiki bu cümleyle paragraf başlatmak bile demode oldu. internetin hemen her alana hitap eden bir mecra olması nedeniyle akıl almaz bir genişliğe ulaşması uzun sürmedi. Akabinde insanların sık kullandığı web siteler diğerlerine önder olmaya başladı. Bende web ve programlama alanlarından ekmek yemeyi amaçlayan biri olarak bu olup bitenleri yakından takip etmeye çalışıyorum. Ve gözlemlerimden elde ettiğim çıkarımlarıma dayanarak rahatlıkla  "Bana sık kullandığın web siteleri söyle sana kim olduğunu söyleyeyim." diyebilirim.


Tabii ki aynı web sitelerin farklı amaçlara hizmet edebiliyor olmasıda interneti zenginleştiren bir diğer unsur.

Mesela Facebook platformu olmasa çıkamayacak dergiler biliyorum. Öte yandan Facebook'u "kız düşürmek" için kullananlarda var, Okey oynamak için kullananlarda.

Doğrudur yanlıştır demiyorum ama insanların mecraları hangi amaçlarla kullandığını bilirseniz o insan hakkındaki görüşleriniz değişmeye başlıyor. Neticede söz konusu mecra ile paralel olarak insanlar hakkındaki görüşlerinizde değişiyor.

bu konuda ismail abi'nin "bana çay verdi adamlar, çay veren adam hiç kötü olur mu?" teoremi kadar kararlı değilim ama insanların birincil olarak kullandığı web siteler karekterleri hakkında fikir sahibi olmanızı sağlar.

Mesela mail hizmeti olarak yahoo, gmail gibi sunucuları kullananlara -çok anlamsız bir şekilde- saygı duyarken, hotmail'den "ahmet_12-mehmet@hotmail.com" gibi bir adresle mail gönderen bir adamı ciddiye alamıyorum.

Düzenli ve seviyeli blog yazan herkese hayran kalıyorum ama blogunu yayına sunduğu ad fikrimi değiştirebiliyor. blog.adsoyad.com standardı dışında ayse88-daily.blogspot.com gibi bir ad blog sahibi hakkında önyargılı olmama sebep, daha kötüsü blogspot ya da wordpress yerine blogcu gibi reklam torbası bir hizmette blog tutanlar..

Müzik dinlemek için müziğin adını Google'da aratanlar da bu listeye dahil olacaktır elbet. Grooveshark, Fizy gibi hizmetler varken.

Video/Film arşivi için YouTube, Vimeo gibi hizmetler varken izlesene.com tercih edenler..

Word, Excel dökümanlarını saklamak için docs.google.com gibi bir hizmet varken 4shared ya da rapidshare kullananlar..

Sadece adli/hukukî işlerde kullanılan bir kelimenin(mesela: 'ayni') anlamını merak ettiğinde Türk Dil Kurumunun hazırladığı Büyük Türkçe Sözlük varken Google'da "ayni ne demek" diye aratanlar..

Uzar gider bu liste.

insanların sık kullandığı web sitelere bakarak karekterini analiz edenler varken :D kullanılan web hizmetinin ne kadar saygı değer olduğunu önemsemek gerek.

Yada önemsememek ne bileyim.




izlediğim filmler

Çok uzun zamandır izlediğim filmleri belirtebileceğim bir platform arıyordum, blogumda yazmak/tanıtmak istemiyordum çünkü blogların bu hizmete el verişli bir alt yapısı olmadığına inanıyorum. Öte yandan zaten minimum düzeyde ziyaretçisi olan blogumun takipçi kaybetmesine de neden olabileceğini düşünerek ıMDB kullanıcı listeleriyle bir liste oluşturma kararı aldım.

ıMDB, film/kısa film/video game alanlarında bilgi hizmeti veren benzersiz bir oluşum. Bu oluşuma dün üye oldum. Üye olunca "takdire şayan" adında beğendiğim, tavsiye ettiğim filmleri barındıran sürekli güncelleyeceğim bir liste oluşturdum.

Üstelik ıMDB listelediğim filmler hakkında yorum yapmamada izin veriyor.



Listeyi oluşturalı henüz 24 saati geçmedi ama listemde 40+ film var. Gün geçtikce ve hatırladıkça izlediğim filmleri ekleyip altlarına spoiler içermeyen yorumlar ekleyeceğim. Hem bu liste benim dijital arşivim olmuş olur.