Yalnızlığın fotoğrafı, bilgisayara karşı tavla oynamak

Bir heves ettim kuzenler (Bekir, Orhan) sayesinde tavla oynamayı da öğrendim. Geçtiğimiz ay da Okey oynamayı öğrenmiştim.

Bu tür oyunlar hep bana mesafeliydi aslında. Satranç dışında oynayabileceğim masa oyunu yok gibiydi. Ama yeni ve uzun süre birlikte vakit geçireceğiniz arkadaşlarınız böyle oyunlar oynuyorsa siz de bir şekilde öğreniyorsunuz işte.

Neyse tavla oynamayı öğreneli birkaç gün oldu. Hani acemiler tavla da taşı hareket ettirmeden önce "bir, iki, üç" diye sayarlar ya sütun sütun. Bu eziyetten kurtulmak için bilgisayara karşı tavla oynamayı akıl ettim. Ve umarsızca ne kadar yalnız olduğumu farkettim.

Tavla'yı bitiriyorsunuz, üstelik kazanıyorsunuz ama "hehe al bakalım şu mereti koltuk altına" diyemiyorsunuz.




Din kişilerce öğretilmez, öğrenmek isteyen açar kutsal kitabı öğrenir, anlar

Tıpkı Allah'ın emrettiği gibi. Kişi bir birey olarak (müslümansa) açar kuran'ı okur. Ne anlıyorsa uygular.

Din; öğretmen, öğrenci ilişkisiyle kavranabilecek bir olgu değildir. Eğitmen kusursuz anlatsa dahi eğitilen yanlış kavrayabilir, sapabilir.

"kadınlar yere düşen şekerden değersiz" diyen bir yaratığın varlığından haber alınca yazma ihtiyacı duydum bu yazıyı.

Din "inanç" sisteminin temel taşıdır. inanç sistemi olabilecek en tehlikeli sistemdir. Saptırıldığında kişiyi/kişileri yamyam dahi yapabilir. Ki zaten dünya da ne kadar iğrenç düzen varsa hep inanç sisteminden, dinden yararlanarak ayakta kalır.

Örneğin terörizm, kişiye istediği işi yapması için inanç sisteminden yararlanarak bilgi empoze edilir. Yeni 'eğriler, doğrular' benimsetilir.

Halk arasında "beyin yıkama" olarak bilinen şey de bence tam olarak budur. Kişi, efendinin söylediklerini yaptığı takdirde inandığı kutsala ulaşacağı konusunda ikna edilir. Bu muamele sonucu düşünmeyen, sorgulamayan sadece efendisinin talimatlarıyla yaşayan bir bağımlı birey elde edilir. Artık bu birey hemen her amaçla kullanılabilir.

Ayrıca bakınız: Dinden soğutmak tehlikeli ve günahtır




yazık la kimin çocuğuysa

Twitter uzun zamandır beklediğim arşivimi sonunda ulaştırdı. Siz de Twitter'da neler yazmışım başından beri diyorsanız twitter/ayarlardan arşivinizi e-posta yoluyla talep edebiliyorsunuz.

Gelen arşivde arama çubuğu fonksiyonu da olduğundan, bugüne kadar yazdığınız tweetler arasından istediklerinizi aratıp getirtebiliyorsunuz. Ben bi ara "yazık la kimin çocuğuysa" şeklinde seri tweetler atıyordum. "yazık la" temalı toplam 8 tweetim varmış. Hepsi de video. Aha onları buraya ekleyeyim de not defterimde de bulunsun.

Mc Samo ft Korkusuz Yazar - Yoksun Yanımda Yine


Ergen Kızın Ben Fakir Değilim isyanı


Abonelik ve Beğeni Üzerine Facebook Sohbetleri


Abonelik ve Beğeni Üzerine Facebook Sohbetleri 3


3. Senelerini Kutlayan Liseli Çift


Veysel Kılıçaslan'ın Gerçek Yüzü!


Veysel Kılıçaslan - istiklal Caddesi


Bir Kıza Nasıl Davranmak Gerekir?




Etek konuşmaz, kadınlar konuşturur

Efenim şu günlerde bir Rosea Lake'dir gidiyor. Kız harika bir tespitte bulunmuş bu tespitle birlikte sadece erkeklerin değil, kadınların da kadınları yargıladığına, ötekileştirdiğe değinmiş. Ben de Rosea Lake'i bu çalışmasından dolayı haddim olmayarak tebrik ve takdir ediyorum.

Ömür Özdemir'in konuyla ilgili yorumu da aynı ölçüde takdire şayan.

kaynak: https://twitter.com/ceriLevis/status/292961463163842560

özetin özeti: insan insanın kurdudur ama kadın kadının daha kurdudur. özet de "kadın erkek eşittir ama kadın daha eşittir" gibi oldu. derken yine uzattım özeti. Küpüre odaklanın efenim.




Bunlar sahalarda görmek istediğimiz şeyler

ivan Fernandez Anaya adlı sportmen sporcu, çok sevdiğim ve takip etmeye çalıştığım bir spor olan Cross koşu yarışları müdavimi.

Olay ise şu; yarışı birinci götüren ivan Fernandez Anaya'nın önündeki yarışçı (müstakbel birinci), bitiş çizgisine 10-15 metre kala bitiş çizgisini geçtiğini sanır, Anaya olayın farkındadır ve müstakbel birinciyi sollayıp ipi göğüsleme fırsatı varken müstakbel birinciyi henüz bitiş çizgisini geçmediği konusunda uyarır ve skor tabelalarının ikincisi, (birincinin ve) gönüllerin birincisi olur.

Sporculuğun sportmenlik ve centilmenlikle bir bağı olmalı sayın seyirciler.



o çizgiyi geçtikten sonra el sıkışma olayı varya, ne güzel bir olay o ya.




YGS 2013

En az YGS 2012 kadar zor ve ümitsiz baktığım sınav.

Başarısız olacağımı bile bile gireceğim. "E o zaman ne demeye giriyorsun la sınava" diyecek olursan blog, annem ısrar ediyor.

"40 lira harcamaktan kaçma, gir belki sınav umduğundan kolay geçer." falan diyor.

Bende bugün öğleden sonra gittim yatırdım 40 lirayı. Mart ayının son haftası gireceğim sınava. Yani pek uzak değil. Üstelik hemen hemen hiç birikimim yok. Sınava kadar da pek çalışamayacak gibiyim.

Hayırlısı bakalım.




Emily Alyn Lind

fotoğraf kaynak: http://imdb.com/media/rm1212133888/nm3014840
Sundays at Tiffany's filminin başlangıcında görür görmez vurulduğum harika oyuncu.

Ezgi Asaroğlu'nun yaşına geldiğinde Ezgi Asaroğlu'ndan daha güzel olacağını düşündüğüm, (ki ayrıca Ezgi Asaroğlu hayranı olduğumu da belirteyim, inanmazsanız blogumda arayın)

Güzel, sematik ve en önemlisi harika mimiklere sahip bir kız Emily Alyn Lind.

Derler ki ablası da oyuncuymuş. Peh.. Ablası solda sıfır kalır. Hakkaten Allah bu caanım kızın ablasına o kadar sempatiklik vermemiş. Sorgulamak bana düşmez tabii.

Her neyse, aha buraya yazıyorum bu kız büyüdüğünde herkesin bildiği bir oyuncu olacak. Ben de teee 2013lerden (10 yaşından) beri hastasıyım şee.. pardon hayranıyım bu kızın deyip prim yapacağım. Biraz da yaşlanacağım elbet. Kahretsin!




Yılbaşında anne babayla oturup tv izlemek

Ahanda şu anda yaptığım şey.

Şu yılbaşı denen şeyi önemsemediğimden değil, dışarı soğuk, arkadaşım yok, asosyalim, cahilim fikrim taze.

2013'e saçmalaya saçmalaya gireyim de, tüm yıl saçma geçsin.

aha bu mottoya da inanmıyorum hemşerim! nasıl başlarsan öyle geçermiş. Şimdi çıksam sokağa, rica etsem güzel bir kıza "gel bi öpüşelim de yeni yıl bol bol karı kız getirsin bana." sonra yiyeyim tokatı tüm yıl gelen güzel vursun, giden güzel vursun. fena fikir değil aslında ama inanmıyorum işte hemşerim.

yeni yılı kutlayanlara sitem edenleri de anlamıyorum. şahsen ben yeni yılı kutlamıyorum ama kutlayanın da allah belasını vermesin yani. yeni yılı kutlamak islama aykırı bir şey değil ki hoca! arz ederim.

ayrietten "mutlu noeller!" başka, "mutlu yıllar!" başka şey.

ve yine ayrietten kimse yılbaşında içmek zorunda değil.