Bi histir git!

Bir kaç arkadaş yolda yürüyoruz ve yanımızda yine kafası telefona gömülü biri var. Neyse ilerlerken, "Abi senin doğum günün 20 mayıstı dimi?" dedi.

(ben)- Evet
- @twitburc'un dediğine göre bu günlerde senin hislerin kuvvetliymiş.
(ben)- twitburc ne olum?
- Yav burclar hakkında yorum yapıyor işte..
(ben)- Benim mi hislerim kuvvetli anasını satim. Sınavlarda niye mal mal kalıyorum o vakit?
- Ne bileyim abi, twitburc doğru söyler genelde.
(ben)- lan bi histir git!

dedim ve telefona gömülü arkadaşla kısa süren muhabbetimiz sona erdi. Benim kızma sebebim telefona gömülü bir şekilde sokakta yürümesi değil. Burçlara inanıyor olması. Bu zamana kadar burçların saçmalığı hakkında bir çok espri yapıldı, fıkralar yazıldı ama hala burclara inanan insanlar var.

Burclara inanmanın ötesinde savunanlarda varki: ne zaman bunlardan biriyle konuşsam uzun müddet gülerim. Burcları saçma bulduğumu söylediğimde "ya saçma olur mu 'dikkatli ol' dediler kapkaç'a mağruz kaldım" diyenlere rastladım.

Hem bu burc yorumcuları neden hala burc yorumu işi yapıyorlar? burclardan öğrendikleri gelecek fırsatları değerlendirerek ingiltere kraliyetine katılsalar ya?

  • Pskolojik tedavi


Yakın akrabalarında doktor olanlar bilirler ki bu şekilde bir tedavi yöntemi var. Sürekli "şuram ağrıyor" şikayetleriyle doktora gelen teyzelerden/amcalardan usanan doktorlar "bak teyzeciğim/amcacığım bi reçete yazdım bunları düzenli bir şekilde kullan hiç bir şeyin kalmayacak aynı problemle birkaç kişi gelmişti bu ilaç kesin çözüm oldu." diyorlar ve vitamin, antibiyotik falan yazıp gönderiyorlar. Daha sonra bu yaşlı teyzelerin/amcaların  doktoru binbir dua ile ziyaret ettikleri oluyor.

Yani bazı problemlerin çözülmesi beyinde bitiyor. Beyniniz inanırsa sorun çözülüyor ama aynı şekilde sorunda elde edebilirsiniz. Beyniniz herhangibir konuda problem yaşayacağınıza inanırsa problemlerle karşılaşabilirsiniz.




'Sosyal ağ' beni seviyor

Şu günlerde şahsıma formspring'den gelen soru sayısı artış gösteriyor. Bunun sebebi bloğum ya da ünlüvari davranışlarım değil. Tamamıyla google! Ülkemizde google kullanımı hatsafhada insanlar çok sık ziyaret ettikleri sitelerin(mesela facebook) bile google'da aratıp ilk çıkan sonuca tıklayarak ana sayfasına ulaşıyor. Ülkemiz sosyal ağcıların bu ummalı çalışmaya girmesi  formspring'in bana yaptığı bir kıyağı ortaya çıkarttı.


Göründüğü üzre google'da "formspring" anahtarı aratıldığında Formspring ana sayfası sonucunun hemen altında ben çıkıyorum. Bu durum sosyal ağ sistemi üzerinde nasıl değerlendiriliyor bilemem ama tahmin edeceğiniz gibi çok fazla saçma formspring soruları almaya başladım. Ha şikayetçimiyim? "hayır" :)

Şayet bu arama sonucu isim Soyisim ile alakalı ise facebook hesabımın olması durumunda nasıl bir popülariteye ulaşırdım hayal edemiyorum :)




coder olma yolunda ben

Günümüze kadar desktop proğramlama dillerinde azda olsa eğitim alarak belli bir seviye yazılımcılık kariyeri yapmayı başarmıştım ama benim asıl merakım asp.NET ve PHP alanlarına ağırlık basıyor. Malumunuz wordpress php ile oluşturulmuş bir alt yapı ve bu alt yapıyı her wordpress kullanıcısı kendince geliştiriyor. Bende dün gece ihtiyaca uygun bir şeyler geliştirmeye çalıştım. Aslında yazılımcılık açısından pek bir değeri yok ama PHP alanında eğitim almadığım gözönünde bulundurulursa dün akşam geliştirdiğim kod kayda değer. Gelelim kod'a ve kullanımına..
[php]<a title="Google'da arat: <?php the_title();?>" href="http://www.google.com.tr/#hl=tr&source=hp&biw=1024&bih=575&q=<?php the_title();?>"
target="_blank"><img src="http://safagayret.com/b/wp-content/uploads/2010/11/google_icon.png"
alt="Google'da arat" width="18" height="18" /></a>[/php]

Kodun tam olarak görevi: yazınızın başlığını google'da aratmak bu ne işimize yarayacak derseniz; yazınızın google'da aratılması sizin özgün başlıklar çıkartabilip çıkartamamanızın bariz göstergesidir. Hatta sizin yazınızı daha sonra alıntı yapanlarda google arama sonuçlarına takılır ve okurlarınız tarafından bir kez daha saygıyla anılırsınız :)

Kodun geliştirilebilecek olması da göze alınmalı. Değerli SEO büyüklerim google paremetlerinden yararlanarak daha geniş seçenekli bir arama modülasyonu geliştirmesi söz konusu.

Sözün özü: eğitimini almadığım halde PHP ile aramızda bir yakınlaşma oldu. Umarım bu iş birlikçilik ilelebet devam eder :)

Bunun dışında bloğun sol üst köşesinde değişken bir biçimde sözlerimi yayınlayan modülü ben yapmadım ancak varolan kaynağı az-uz bilgimle güçlendirdim. Yani bu blog henüz eğitimine başlamadığım dillerde bile bilgi dağırcığı kazandırmaya müsait. ileriki dönemlerde buna benzer kod geliştirmelerine devam edeceğim. Kim bilir belki birgün Code Developer diye anılırım :)




Bireysel sınav

Malumunuz Türkiye'de iş bulma sıkıntısı günler geçtikce artıyor. Batılaşmaya müsait şehirlerimiz(istanbul, izmir vb..) dışında hemen hemen her aile 3-4 çocuktan aşağısını düşünmüyor. Tabii ki bu çocuklar sonsuza dek çocuk kalmayacak.. eğitimini tamamladıktan sonra erkekse vatani görevinin ardından, kızsa derhal iş bulma çalışmalarını başlatacak. Şüphesiz iş bulma sorunu sektörden sektöre değişiklik gösteriyor örneğin bilgi-işlem adı altında eğitim almış teknolojiye eğilimli bireylerin iş bulmaları daha kolay çünkü ülkemizin teknoloji alanında açıkları var.

Ancak kimin hangi alana eğilimli olduğunu şuanki eğitim sistemimizde anlamak hiçte kolay değil. Teknolojiye eğilimli, teknik lise öğrencileri liseyi bitirdikten sonra Üniversite sınavlarında teknoloji ile alakası olmayan alanlardan sınava tabii tutuluyor. Ve maalesef teknoloji bakımından birer altın olan proğramcı, tasarımcı kişilikler Üniversite kazanamadığı(okuyamadığı) için bilgisini resmi anlamda ıspatlayamıyor ve eğer şirket kuracak sermayesi yoksa herhangibir mesleki kariyer yapamıyor. Bu tür sıkıntılara sebebiyet vermemek için yapıldığı düşünülen KPSS sınavı tamda bu sırada devreye giriyor. Ama eksikleri var..

Sınava giren bireyler üniversite sınavına kıyasla daha branşsal bir sınava tabi tutuluyor. Ama branşlar yeterli derinlikte değil yine çok büyük alanlar var ve bu alanlar dallara ayrılmamış. Yani bir yazılımcı(proğramcı) KPSS sınavında genel kültür, tarih, kimya gibi alanlarda da soru çözmek zorunda. Bu durum bana hep saçma gelmiştir genel kültürü ya da tarihi zayıf insanlar yazılımcı olamaz mı?

KPSS'nin torpil iddialarını göz ardı ederek tarafımca yorumlanmış hali budur. Torpil falan olmasa bile sınavda başarılı olan herkes işinin ehli değil.

Bana kalsa her şirket ilgili izinleri alarak sınavlar düzenlemeli. Ve eleman ihtiyacına göre sınav sorularını tarafsız bir jüri ayarlayarak hazırlatmalı. Şüphesiz firmaların eleman ihtiyacına göre düzenleyeceği sınavlar daha branşa yönelik olacaktır. Sonuçta yazılımcı(proğramcı) arayan bir firma sınava başvuranlara rönasans dönemini sormayacaktır.

  • Zaten yapılıyor ki bu?


Mülakatı gözönüne getirerek yukarıda bahsettiğim bireysel sınav sisteminin zaten yapıldığını düşünebilirsiniz. Lakin mülakatlar KPSS gibi sınavlara göre daha çok torpil içeriyor. Mülakatlarda bir takım prosedürler ve formaliteler var. Bu düzenlemeler yerine getirildiğinde her türlü torpil geçme olayı söz konusu.

Bence işsizliğe çözüm aranırken ilk olarak belli bir alanda kendini yetiştirmiş ama eğitim sistemimizin süzerek dışarı attığı bilgili insanlara bireysel sınavlarla şans tanınmalı.




Meşhur olduk iyi mi

Bloğum ilk defa şahsıma ait olmayan bir yerde tanıtıldı. Karşılık olarak bende eybat kardeşimin bloğunu kısaca tanıtmak isterim:

internet, video oyun, televizyon ve radyo ana başlıkları altında internet günlüğü yayınlayan eybat kardeşim. Bir çok konuda gayet iyi tespitler yapıyor. Yüzeysel olarak bakıldığında oyuncular içinde hayli faydalı bilgiler barındıran eybat.com, takip edilmeye değer bir internet günlüğü. Ayrıca ciddiye alıp benim bloğumun reklamını yaptığı için kendisine teşekkür ederim.

www.eybat.com




Sana cod-er olamazsın demedim

Öncelikle coder terimini bilmeyen arkadaşları buraya davet ediyoruz.

Kendim tanımlamam gerekirse: coderlik tasarımcılıktan öte bir durumdur. Kodlarla manita hayatı yaşamak gibidir.

Ve mesleğime dahil herkesin hedefidir coder olmak. Yazımın konusu da coderların hayat biçemi olabilir.

Sokakta-meydanda gezerken çok sayıda coder tipli adamlar görebilirsiniz. Tip olarak standart Türk erkeği gibidirler aslında. Göbek, saçsız kafa ve en ayırt edici özellikleri de farklı olmalarıdır. Herkesin tartıştığı konuları çok farklı bir şekilde yorumlayabilirler. Gayet eski yeşilçam filmlerini kafalarında 8D convert edip filmi yaşarcasına izleyebilirler. Bence coderlar mantık ve düşünce açısından üstün insanlar ama doğuştan gelen bir yetenek olduğuna inanmıyorum coderlar kendini geliştirerek bulundukları seviyeye ulaşırlar. işte yazımın ana teması göz kırpmaya başlıyor.

Coderlar hiç ukala insanlar değillerdir. Ellerinden her iş gelse bile (bilmem ki) mantığını elden bırakmazlar. Ve genelde bu tavırları çevrede güzel tepkilerle karşılanır. Ama her coder bu alçak gönüllülüğe sahip değildir. Kimileri aşırı ukala bir şekilde "bunu yapsa yapsa ben yapar" edasıyla gezinir. Ben bunlara coder demiyorum. Bunlar benim için cod-er ve çok çabuk kandırılırlar bir çok işi maddi ya da manevi karşılık gözetmeden yaptıkları görülür. Olayı sonradan farkederler ama iş işten geçmiştir :D

Oysa hakiki coderlar yaptığı işin tam karşılığını almasını bilirler, zaten gelişmekte olan ülkemiz vatandaşları artık bilgisayarcılara eskisi gibi (ne var lan iki tuşa bastın) davranmıyor. Hala böyle davrananlar var tabii ama usul usul nüfus kaybediyorlar.

Çevremde sıkça rastladığım Cod-erlerden biraz bahsetmek istiyorum, bunlara hep sinir olurum "lan ne var ki 5 dk'da yaparım" derler ama saatler geçer ortada ne aş var, ne pilav. Dangalaklar ünvan düşürmekten öteye gidemezler. Arkadaş çevremde de birkaç cod-er mevcut bunlardan kurtulmaya bakıyorum.. Ama onlara kendileri gibi "hehe bilemedi ki.. bilemedi ki.." demiyorum. Neticede şu cod-erler(sahte coderlar) Adam olsun akıllı olsun istiyorum.




Ben bir şey yaptım!

11 yaşından bu yana internette bir çok web işine bulaştım(iyi anlamda) Geçtiğimiz(2009) yılın Ekim ayından beridir de blogda yazmaya başladım. Ancak tam anlamıyla bir blog yazarı değildim. Çünkü blog sisteminden bihaberdim. ama yazdım. Günümüze kadar yazdım. Kendimi ifade etmeye çalıştım, yer yer “geride bir kalıntımız kalsın” mantığıyla hareket ettim. Twitter başlangıcım da bu mantığa dayalıydı. Anlayacağınız uzun zamandır bu alemin içerisindeyim ve kendime faydalı bulduğum her işe giriyorum.

Son olarak daha resmi bir şey yaptım. Host ve domain işine girdim, öncelerde bu bir ekip işi olacaktı ama Daha önceki ekip işlerim gibi (mesela: Fix FM) vazgeçildi ve tekil olarak host&domain olayına girdim. Zararsız bir şekilde gayet iyi bir şirketle anlaşarak güvenilir bir internet alt yapısı oluşturdum. Sanırım bu alt yapı yazı yazamayacağım yaşlarıma kadar devam edecek.

Nihayetinde (hosting firmasının yardımıyla hosting olayını da kavradım-kavramaya devam ediyorum) yeni şeyler öğrenerek hayatımı sürdürmeye devam ediyorum. Her ne kadar büyük işler yapsamda etrafımdakilerin kabullenmesi gereken bir durum var: 17 yaşında lise 3 öğrencisi bir vatandaşım.

Kariyerimi bu denli sert bir zemine oluşturma amacım ise kesinlikle iş bulamama düşüncesi. Öyle bir düşünceki lise sonlara yaklaştıkça bu düşünce sancıya dönüşüyor. Yaşıtlarımın bu kadar ciddi bir düşüncede olduğunu düşünmüyorum. Onların daha mühim işleri var (karı-kız) yine Nihayetinde ben kendi rotamı izliyorum. Takdir edersiniz ki meslek lisesi bitirip ilk yılda fakülte kazanmak imkansıza yakın bir şey. Çünkü: meslek(teknik) lisede alana göre meslek eğitimi veriliyor. Ben 4 yıldır Bilgisayar, Teknoloji, Proğramlama alanlarında uzmanlaştırılmaya çalışıyorum ama ÖSS gibi sınavlarda benim sorumlu olduğum alan (sayısal) matematik, fizik, kimya, biyoloji vb.. 4 yıl fakülte bitirdiğim takdirde matematik mimarı sıfatına yakın bir ünvanım olacak ama dediğim gibi bunu ilk yıl başarmak çok zor. Büyük ihtimal ilk yıl ÖSS hakkımı deneme sınavı olarak değerlendireceğim. Ve ikinci sınava dershane kapılarında hazırlanacağım. Umarım 4 yıl hayalimi gerçekleştiririm ama olmazsa da çok sarsılmaz dünyam. Çünkü bu duruma kendimi ŞiMDiDEN alıştırdım. ve nihayetinde 2 yıl bir üniversite okuyacağım. dikey/yatay geçiş olayını her 2 yıllık öğrencisi gibi deneyeceğim. Olmazsa yine yıkılmam :) mesleğimi icrâ edebileceğim bir çalışma alanı ayarlayacağım ve hayatımı sürdüreceğim. Sonuçta pek bir şey istemiyorum. Kendime ait bir evim ve düzenli maddi gelirim olsun yeter.

Çok uzattım yine: sadete gelmek gerekirse Teknoloji gibi çok hızlı gelişen bir alanda meslek seçtiyseniz gündeme en az kendisi kadar yakın olmalısınız. Ben şuan bunun peşindeyim.




Photoshop'la ülke kurtarmak

Son zamanlarda yaşanıyor böyle şeyler. Bir dizi insanlar Ülkemiz açısından önemli günlerde (Kurtuluş bayramı, Cumhuriyetin kuruluş yıldönümü gibi) Sosyal ağlardaki profil resimlerini üzerinde photoshop efektleri bulunan Atatürk'ün ya da Türk Bayrağımızın fotoğraflarını kullanarak vatan birliğini sağladıklarını düşünüyorlar.


Bütün hikmeti sosyal ağlardaymış gibi göründüklerinin farkına varamayan bu tip insanlar Kendi bünyelerine dahil edemediği insanları Milli görüşe aykırılık gibi ciddi suçlamalarla dışlayabiliyorlar. Bence gayet gülünç bir durum bu. Herkes memleketine kazanç sağlamalı ama kazancın türünü, türevlerini karıştırmamalı. Nasıl ki profil resmini değiştirerek fayda sağlıyorsun kardeşim? Tamam bayrağımızı sosyal medya da da görmek seni mutlu ediyor olabilir ama bunu yapanlara memleket kurtarıyor muamelesi yapmak saçmalıktır.

illa yazıyla-resimle memlekete yarar sağlamak istiyorsan, kitap çıkar memlekete fiili yarar sağladığını kabullenelim.

Özetle; hiç kimse Google görsellerden bulduğu Atatürk'ün resmini photoshopta düzenleyip Facebook, Twitter profil resmi yaparak ülkesine kazanç sağlayamaz.