Bugün başıma gelen olay.
Malumunuz bugün YGS 2013'e girdim. ÖSYM sağolsun(!) şehrin öteki ucunda sınav olmamı reva görüyor. Kahramanmaraş, Sakarya çarşısından Üngüt'e sınava gidiyorum. Her neyse sınav fazlasıyla zor ve saçmaydı, Türkçe ve Sosyal bilimler dışında soru çözmeden sınav salonunu terkettim.
Kafam bozuk, birkaç durak yürüdüm, kimsenin beklemediği bir durağa oturdum etrafı izliyorum. Hava güneşli, bir bahar günü için oldukça sıcak, ancak hafiften soğuk bir esinti var. Durakta en az 30 dk bekledim. Bir ara uyuklamış gibiyim, ayıldığımda durak tıklım tıklım doluydu. Vallahi abartmıyorum, bu ÖSYM sınavlarından çıkınca kendimi tecavüze uğramış gibi hissediyorum. Gururum, onurum kırılmış gibi... dövecek - sövecek canlı arıyorum. Bana bir silah ve "Hareket eden her şeye ateş et!" emri verilsin istiyorum. Aşırı doz hırs yüklüyor ÖSYM sınavları...
Durakta oturuyorum hâla, yanıma bir çift gelip oturuyor. Kız sınava girmiş sevgilisi/sözlüsü dışarda saatlerce sınavının bitmesini beklemiş, şimdi sınavın kritiğini yapıyorlar. Ya da erkek sınava girmiş, kız beklemiştir bilemem. Konuştukça konuşuyorlar...
13 Numaralı halk otobüsünü bekliyorum. Evime, semtime giden tek otobüs o. Uyuklarken bir tanesini kaçırmışımdır, ya da onlar beni kaçırmıştır bilemem.
Tüm otobüsler tıklım tıkış geliyor. Tek binen çift iniyor. Kahramanmaraş Büyükşehir Belediyesinin böyle bir düsturu var. "Halk otobüste kaynaşsın" diye yapmadıkları yok hınzırların... Otobüs sayılarını yarıya mı indirmişler nedir, neredeyse otobüsler tepelerine yolcu almaya başlayacak, belki de alanlar olmuştur bilemem.
Nihayet 13 numaralı halk otobüsü geldi. Diğer otobüs ya da minibüsler gibi tıklım tıkış. 5-6 (YGS mağduru) kızla birlikte bindik otobüse, nasıl olduysa otobüse yerleşmeye çalışırken şoför yanındaki koltuğun boş olduğunu farkettim, hemen atladım tabii. Bu devirde boş otobüs koltuğu bulmak kolay iş değil.
Bir durak, iki durak, üç durak derken çocuklu bir kadın bindi. Otobüs muavini kadının 8-10 yaşlarındaki oğlunu kucağıma oturttu. Ses etmedim, edemem de zaten. Çocukla iki üç kelam laf ettik, nedendir bilmem "kardeş" diye hitap ettim çocuğa, sonra otobüsten dışarıyı izlemeye koyulduk.
Her durakta birkaç kişi daha biniyordu otobüse, camlar patlayacaktı maazallah. Sonra nasıl olduysa yanımıza YGS mağduru olduğunu düşündüğüm bir kız geldi, saçları sarıydı. Hemen yanımdaki direğe tutundu. Kucağımdaki çocuğu sevimli bulmuş olacak ki muhabbete başladılar. Nedense uykuluyum biraz, kız bi ara "oğlunuz pek akıllı" gibi bir şey dedi. O kalabalıkta muhabbet edecek cesareti ve enerjisi olan bir kıza alışık değilim. "Oğlum değil" deyip dışarıyı izlemeye devam ettim.
Sonra ne konuştuk, ne de sustuk.
ÖSYM adam olsa öğrenci seçmezdi.
Sükuneti boz
Yorum yap