Uykuda 'Candan Erçetin misiniz ulan!?' diye bağırmak

Yanımda sevgilim, uyuyoruz, belki de evliyiz ama henüz çocuk yapmamışız. "Böyle bir dünyaya çocuk mu getirilir yea" kafasındayız. Sevgilim fazlasıyla güzel. Duru, sakin, şakrak... sevgili işte.

Gece 3:48 gibi bir şey, bir kez bağırıyorum ama sesim pek çıkmıyor, sonra daha yüksek sesle tekrarlıyorum.

- Candan Erçetin misiniz ulan!?
O güzelim sevgilim uyanıyor tabii, hem de panik yapıyor kızcağız, ben hâla tam uyanmamışım beni uyandırmak için dürterken "noldu safa ya" diyor uykulu uykulu.

Uyanıp önce saate bakıyorum 3:51, sonra "bitanem özür dilerim ya, kabus gördüm galiba bağırdım hayvan gibi, sarıl bana uyuyalım" diyorum.

Sarılıp 10 dakika kısık gözlerle birbirimize bakıyoruz, ama uyku yok. Kaçtı şerefsiz. "Çay yapayım mı?" diyorum, "iyi olur, uykumun içine sıçtın zaten" diyor güzelim kız. "Sızlanma sızlanma, balkonda çay içer sonra da karşılıklı bir pes oynarız?" diyorum. "Ne pes'i ya. Romantik romantik oturalım işte balkonda" diye reddediyor teklifimi.

Mutfağa gidip çay hazırlıyorum, bu arada sevgilim balkondaki masanın üzerine örtü örtüyor. "Gece yarısı çayları hazır!" diyerek elimde çayla sevdiğimin yanına, balkona gidiyorum. Üşümüş kızcağız, battaniyeye sarılmış. Bu arada saat 4:23 oldu olacak. "Beni hiç bırakma" diyorum, sevgilim de "sen de beni" diyor. Sıcak çaylarımızı yudumladıktan sonra sarılıp sokakta koşturan köpekleri izliyoruz. Bir süredir hiç konuşmamışız, saat 4:38 olmuş. "sen ne diye bağırdın ya uykunda?" diyor sevgilim. düşünüyorum, "galiba Candan Erçetin'li bir cümle kurdum" diyorum. "ama argo bir cümleydi, Candan Erçetin'e küfür mü ettin sen?" diyor. "Evet argoydu ama Candan Erçetin'e karşı değil, böyle sanki 'Candan Erçetin misiniz ulan!?' gibi bir cümle kurmuştum." diyorum.

"Çok saçma" diyor sevgilim, "bence de" diyorum ve ekliyorum, "seni bu sebepten seviyorum!"

"hangi sebepten?" diye sorarken gözlerini gözlerime dikiyor, "gecenin yarısında balkonda üşüyerek çay içebildiğim tek insansın" diyorum.

"Ben de seni bu sebepten seviyorum" diyor.

"Güzel çay yapıyorum diye mi?" diyorum.

"hayır, gecenin bir yarısı 'Candan Erçetin misiniz ulan!?' diye bağırabilecek kadar yaratıcı oluşunu seviyorum" diyor.

Gülüyoruz, gülüyoruz, gülüyoruz...



Sonra bi uyanıyorum, yanımda Tarih kitabım, sınavıma 2 saat var. O güzel kız benim değil Adam Levine'n sevgilisi Behati Prinsloo.

- "iki kez uyanılır mı ulan!?" diye bağırarak hazırlanıyorum. Sınava geç kalmamalıyım. Duvarımdaki posterle göz göze geliyorum,

kaynak, pinterest.com
Sonra taşlar yerine oturmaya başlıyor :(




Sükuneti boz

Yorum yap