taklit ediliyor olmak

Taklit etmek, Ülke çapınca Çin halkına yakışan bir durum. Öyle bir taklit mekanizması varki çinlilerin yeni çıkan telefonları, yeni çıkan bilgisayar sistemlerini birebir aynısıyla taklit edebiliyorlar. Ve çok benzer isimlerle ürünleri piyasaya sürüyorlar. Taklit ve asıl ürün arasındaki tek fark ise, iç donanım oluyor. Çinlilerin bu demde taklitciliği iyi yapabiliyor olmasının en büyük sebebi şüphesiz vergi sistemi, Kore hükümetleri üretimin bolluğunu artırmak için üretim vergisini oldukça küçük meblağlarda tutuyorlar.

Lakin konumuz teknoloji taklitciliği değil, Birebir insan taklidi ki bu benim gündemimde olan en büyük dertlerden biri. Aslına bakarsanız beşeri taklitcilik ikiye ayrılır.

  • Alaycı taklit mekanizm


Bir kişide bulunan eksiklik, fazlalık ya da kusurdan yararlanarak onun yaptığı ya da yapamadığı şeyleri abartılı bir şekilde uygulayarak etraftakilere gülünecek durum yaratma çabası alaycı taklit mekanizm olayına girer.

  • Gıptayla karışık taklit mekanizm


Bu taklitcilik olayı ise genelde bi haber durumlarda ortaya çıkar. Ve bu durumu yapmayan insan sayısı oldukça azdır. Çocukluğumuza inmemiz gerekirse, 8-9 yaşlarına dek Erkek çocukları annelerine, Kız çocukları ise babalarına aşıktır. Bu aşk Erkek çocuklarına babayı, Kız çocuklarına ise anneyi taklit etmeye iter.

Ve bu taklit durumu gayet masumdur hiç bir ard niyet yoktur. Tek bilinç, sevgiliye kendini sevdirmektir.

Lakin bu durumlar dışarısında kalan bir taklitcilik türü var ki; lanet ettiresi bir şey. Benimde gündemimde olan bu taklit türü şu şekilde ortaya çıkıyor:

Hayatınızda bir yenilik yapıyorsunuz mesela bir ürün satın alıyorsunuz. Belli bir zaman sonra aynı ürünü bir başkası alıyor. Ve aynı ürünle bir mekanda karşılaşıyorsunuz. Bu duruma magazin dünyası "pişti" diyor. Korkmayın böyle bir şey olmadı hayatımda. Bu durumu kadınlar yaşıyor :D

Ama bu pişti olayının benim hayatımdaki halide bu duruma benzer bir şekilde kızdırıyor. Mesela ben facebook hesabımı kapattım. Çevremde birkaç kişi benden sonra facebook hesabını kapattı. Sonra twitter hesabımı aktif olarak kullanmaya başladım. Adamlar twitter üyeliği alarak tweetlemeye başladılar. Buda yetmiyormuş gibi benim tweetlerime yakın tweetler yazıyorlar. Ben "hava bugün çok güzel" tweeti attıysam. Adam: "bugün hava çok güzel" tweeti atıyor :D bir bakıma benim devamım niteliğindeler Safa Twitter Şube 2 gibi :D Bakmayın smileyler kullandığıma sinir edici bir şey bu. Hatta dahası var. Ben blog yazmaya başlıyorum adamlarda bloglara merak salıyorlar. Üstüne üstelik uyarıyorumda, "kardeşim bak benim yaptıklarımı yapıyorsun" şeklinde hatta çok kızınca "neyin peşindesin lan sen" diyerek haklı bir hiddete bürünebiliyorum. Ama vazgeçtiler mi? hayır. işin en tuhaf yanı çevremde fazla kız barındırmadığım mekanlarda taklit ediliyorum. "Ulan yanımda bi tane güzel kız yok beni taklit edip nasıl bir çıkar sağlayacaksın?" demek geliyor içimden. Hatta ben her bahsi açıldığında "burada en aşağılık adam benim" der kendimi küçültürüm. Bu bile taklit edildi. Düşünün gerisini.

Ne olursan ol, kendin ol derim hep; tweet mi yazıyorsun blogmu dolduruyorsun. Dışarı mı çıkıyorsun içeri mi giriyorsun. Ne halt edersen et: kendine yakıştırdığını yap. Başkasına yakışan bakasınındır sen kendi tarzına bak.




Sükuneti boz

Yorum yap