30 nisan 2008 tarihinde webhatti.com'da derlenen aşağıdaki yazı konuyla ilgili bilgi sahibi olmanızı sağlayacaktır.
12 Şubat Maraş’ta “çete bayramı”dır. Çete bayramı Maraş’ın kurtuluş destanının anısını yaşatır ve her yıl yeniden üretir. Her yıl halkın ve askeri-mülki erkanın önünde lise öğrencileri Sütçü imam hadisesini yeniden canlandırırlar. Her yıl Sütçü imam Fransız askeri kıyafeti giymiş Ermeni milislere haddini bildirir ve “otuz birinci teşrin bin dokuzyüz on dokuz”da yaptığı gibi Maraş kadınının peçesine yani namusuna, özgürlüğüne, kutsalına uzanan eli yeniden ve yeniden kırar.
Kıbrıs meydanındaki abide o anı tecessüm ettirmiştir. Her yıl 12 Şubat günü mektep talebelerinin cadde ortasında oynadıkları piyes ise her yıl yeniden üretir Sütçü imam’ı... Sütçü imam’ı oynayan çocuklar büyür mezun olurlar; fakat yeni çocuklar aynı senaryoyu yeniden oynar her 12 Şubat’ta.
Kutlamalar günler, hatta bazı mahallelerde haftalar öncesinden başlar. “Abdallar Mahallesi”nden davulcular tutulur. Başlarında keçe külah, ayaklarında şalvar, üstlerinde 100 sene önce giyilen giysileriyle çeteler meydan meydan, sokak sokak dolaşıp davul ve zurna eşliğinde halay çekerler.
Nihayet beklenen gün, yani 12 Şubat gelir. Köylü-kentli o gün Maraş caddelerinde toplaşıp bayramı seyrederler. Her mahalleyi temsilen bir bölük “çete” mahalli kıyafetleri içinde geçit resmine katılırlar. Beş altı yaşındaki çocuklardan ak sakallı ihtiyarlara kadar her yaştan insanın “çete olduğuna” tanık olursunuz. Öyle denir: “Sen bu sene çete olacak mısın?” “Filanca bu sene çete olmuş.” “Bizim çocuk tutturmuş, illa da çete olmak istiyor.” Ve olur. Gençler çete olur, birkaç gün halay çeker, bir iki resim çektirirler. Çetelerin elinde kılıçtan hançere, antika tüfeklere kadar eski ve yani birçok silah da dolaşır “bayram” günlerinde..
Resmi törenler bittikten sonra temsili bayrak hadisesi yeniden yaşanır. Halk Rıdvan Hoca önderliğinde yaklaşık bir asır öncesinde Maraş Kalesi’ne çıkıp, oraya o gece çekilmiş bulunan Fransız bayrağını indirerek yerine ay yıldızlı bayrağı çekmiş ve ancak ondan sonra Cuma namazını kılmıştı. Bu sahne de temsili olarak her yıl yaşanmaktadır. Birileri, her yıl bayrak hadisesinin yıldönümünde niçin bir halk koşusu ya da bir maraton düzenlemez hayret ederim.
Yılda bir kez 12 Şubat anısına çıkan dergiler vardır. Bunların adları da hatırayı yaşatan adlardır. Ya “Çete”, ya “Kurtuluş” ya “Uzunoluk” ya da “Edik”tir... Yılda bir kez yayımlanan bu dergilerde hem 12 Şubat’ın hatırası tazelenir hem de şehrin halihazırdaki sorunları tartışılır. Bazı dergilerde şehrin el sanatlarından, sanayiine kadar tanıtımı ve edebi eserler de yer alır.
Uzun yıllardan sonra ilk kez bu sene Çete Bayramı’nda Maraş’ta bulunabildim. Kızlarım da bayramı görmeyi çok istiyorlardı. Birlikte Kıbrıs Meydanı’na kadar indik. Birkaç sene önce yapılan 18 katlı hantal binanın dördüncü katındaki, yazın çay bahçesi gibi kullanılan terasısan çıkarak bayramı seyrettik. Çetelerle fotoğraflar çektirdik...
Çeteler bayrak ve mahalle flamasını taşırlar. Ayrıca birçok mahalle şehitlikle, kahramanlıkla ilgili dövizlerle yürür. Bunlardan en meşhuru “Maraş bize mezar olmadan/ Düşmana gülzar olamaz” beytidir. Bu yılki Çete Bayramı’nda ise en çok, Serintepe Mahallesi’nin taşıdığı pankartı sevdim: “Savaşa hayır!"
Sükuneti boz
Yorum yap