Enver, çocuk parkında oturmuş uzaklara bakıyordu. Bu kardeşi ne zaman yalnız görsem uzaklara bakar, böyle edebiyat yapmaya fazla meyilli bir karakteri vardır bu kardeşin. içimden bakkalın sigarasına küfredip Enver'in yanına doğru yürüdüm.
- "Enver yine uzaklardasın abi? nedir durum?" dedim
+"iyidir be usta, yakınlarda pek tat yok."
- "saadeti uzaklarda arayınca da pek iyi sonuçlanmıyor be abi."
+ "çok doğru dedin lan."
- "eyvallah, bir kız betimlesene"
+ "mavi gözlü bir kız var abi kendine ait değilmiş gibi"
- "nereli bu kız?"
+ "yüksek ihtimalle buralı ama aslen değil."
- "en son ne zaman, nerede görüldü?"
+ "az önce çocuk parkında?"
- "görevi neydi?"
+ "yeğenini, komşu çocuğunu ya da kardeşini parkta eğlendirmekti"
- "başarılı oldu mu?"
+ "fazlasıyla" dedi gülümseyerek.
- "bu oyunu çok seviyorum lan" dedim.
+ "ben de ama herkesle değil usta, sen tam bu oyuna uygun profilsin" dedi.
- "eyvallah."
+ "ee nerede bizimkiler hiç ses yok yine?"
- "bir sms atsana yakındalarsa gelsinler." dedim.
En yakında hüseyin varmış. Pek sevdiğimiz bir kardeş değil. Bir şekilde bahaneyle kurtulduk kendisinden.
sonra dedim ki:
- "usta be, o mavi gözlü kıza vuruldun mu?"
+ "biraz."
- "ne demek biraz oğlum, görüntüyü beğendin yani?"
+ "beğenmez miyim oğlum kuğu gibiydi."
- "gidip konuşsaydın be oğlum?..."
+ "ne konuşacağım oğlum kesin manitası vardır."
- "ya yoksa?" dedim
+ "usta derdin nedir senin, beni sevdalara mı gark etmeye çalışıyorsun?" dedi
- "yok be usta konuşacak konu bulamıyoruz, gırgır olsun işte"
+ "konuşacak şey arıyorum deseydin ben bulurdum"
- "bul hadi" dedim.
biraz duraksadı, sonra gülerek
+ "la oğlum çok güzel kızdı yaa" dedi.
- "sen çoktan sevdaya park olmuşsun bak" dedim.
yine gülerek,
+ "park değil oğlum gark" dedi.
- her neyse amına koyim" dedim.
+ "şaka maka nasıl ulaşabiliriz ki bu kıza?" dedi
- "sadece göz rengini bildiğimiz bir kıza mı? işimiz çok zor" dedim.
+ "bu mahallede en fazla 5 tane mavi gözlü, 19 yaşlarında kız vardır." dedi.
- "ne yapacan? muhtara mı soracan?" dedim gülerek.
derken "Selamun aleyküm gençler" diyerek Fatih geldi. Aldık selamını, Fatih bu tür konularda bizim kadar romantik değildir. Romantikse de bunu yansıtmaz yeni konular bulduk. Türkiye'nin 500. Futbol müsabakasını Hadise'nin performansını falan konuştuk.
Fatih her zamankinden biraz daha sessizdi, ufak ufak sorgulamaya başladık, çıkardı ağzından baklayı...
Riçhırd 'Ökkeş' Godaman'ın teyzeoğluyla atışmışlar. Fatih kız kardeşine kaptırmış gönlünü, Riçhırd 'Ökkeş' Godaman'ın teyzeoğlu da her abi statüsündeki bireyin yapması gerekenleri yapınca Fatih'le ters düşmüşler. Riçhırd 'Ökkeş' Godaman da arada kalmış.
Fatih, Envere
+ "abi senin edebiyatın, sözün iyidir git konuş şu abiyle, ben hakkaten seviyorum kızı." dedi.
Enver de,
- "Konuşurum kardeşim canın sağolsun da fikrini değiştirebileceğimi sanmıyorum." dedi.
+ "Lan oğlum hakkaten seviyorum bak niyetim gayet temiz, ahlaksızca bir şey düşünmüyorum kız için."
- "Biliyorum usta sana güvenmiyor değilim, adamın yerine koyuyorum da kendimi o da kendince haklı işte."
derken üstünü falan düzeltti Fatih'den abinin numarasını aldı aradı görüştü, adam görüşmek için Enver'i yanına çağırdı Enver'de adres isteyip yola koyuldu.
Fatih sevinçle, endişe arasında gidip geliyor. Ben okulun radyosuna gitmeyi düşünüyordum Fatih'e dedim beraber gidelim. Fatih "uyar" deyince koyulduk yola.
Sükuneti boz
Yorum yap