Suriyeli Mülteciler ve Kahramanmaraşlılar

Esed'in şiddetinden kaçan vatandaşları Türkiye sınırlarına dayandılar. Devlet büyüklerimiz Suriyelileri mülteci kabul edip Kahramanmaraş'a da dahil birkaç şehre mülteci kampları inşaa etti Suriyelileri de ilk aşamada bu kamplarda ağırladı. Adı da sempatik olsun diye "Çadırkent" diye anıldı, hâla da öyle anılır.

Kahramanmaraşlılar genel olarak devletin bu hamlesini yerinde ve gerekli buldular, kamplara herkes elinden geldiğince yardım götürdü. Kimisi kılık-kıyafet, kazak götürdü kimisi yemek götürdü kimi ev kadınları gönüllü olarak (para beklemeden) orada işe başladı. Genel olarak halk şöyle düşünüyordu "ülkeleri karıştı, bayrakları tehlikede, saldıracak güçleri yok, bu kamplara gelenler çocuk ve kadın, ülkeleri tekrar olağanlaştığında gidecekler" tabii ki yetkililer halkı bu tarz düşündürdü.

Çok değil kamp faaliyete geçtikten 2 hafta sonra iğrenç söylemler dolaşmaya başladı. Ve bir arkadaşım bizzat AK Parti kadın kollarından şu söylentiyi duyduğunu söyledi.

"Kadın mülteciler, kamp çevresinde kendilerini, çocuklarını pazarlıyorlar, cüzi paralar karşılığında orospuluk yapıyorlar." Bu itham Kahramanmaraş Ak Parti Kadın Kollarında görev yapanlara ait.

Bunu duyduğumda "yok artık! yalandır abi olur mu öyle şey!?" gibi bir tepki verdim. Üzerinde durmadım. Zaten gerçekleyen bir şeye de tanık olmadım. Haftaiçi her gün kampüse Kamp'a en yakın anayoldan gidiyorum. O çevrede de insanlar tanıyorum. Hiçbir ahlaksızlık ithamı duymadım.

Şunu anlatmaya çalışıyorum, Kahramanmaraşlılar (ve muhtemelen kamp kurulan diğer memleketliler) mültecileri ilk başta kucaklasa da sonrasında tedirginleşmeye başladılar.

Çünkü söylendiği gibi mülteciler çocuk, kadın ve ihtiyarlardan oluşmuyordu. Benden sağlıklı adamlar da görüyorduk.

Ayrıca şunu not etmezsem ayıp olur, Kamp kurulması için Kahramanmaraş'ın da seçilmesinin sebebi Kahramanmaraş'ın Ak Parti'ye kemiksiz %80+ oy çıkarması gibi geliyor bana. Kahramanmaraş, diğer kamp kurulan şehirler gibi Suriye sınırında değil. Kahramanmaraş, Türkiye'nin akdeniz bölgesinde, hatta Akdeniz bölgesinin iç Anadolu sınırında bir şehir.

Mülteciler kamplarda kalmadı. Halkın içine girmeye başladılar, benim sokağımda bir aile viraneden hallice bir ev tutmuş oturuyorlar.

Kahramanmaraşlılar Mültecilerin Kahramanmaraş ekonomisine, sosyolojisine doğrudan etki etmeye başladığı görünce biraz daha tedirginleştiler. Suriyeliler artık Kahramanmaraş'ta hemen her sektörde işlere girip çalışıyorlar. Ve Kahramanmaraş öyle gökten iş yağan bir şehir değil. Nüfusun hatrı sayılır bir kısmı işsiz, iş arayışında. Sonra halk gördü ki Suriyeliler iş imkanlarına ortak olmaya başladı. Ev tutup çarşıda, çarşıya yakın mahallelerde yaşamaya başladılar. Planlandığı gibi kamplarda kalmadılar.

Halk giderek tedirginleşmeye başladı. Bir Suriyeli çocuğun lokantaya girip kasadaki personelden para dilenmesine bizzat şahit oldum. Kasadaki personel Suriyeli çocuğu hayli sinirli bir tavırla kovdu lokantadan. Ben de kasaya yönelmiş hesabı ödeyecektim, personele sordum "ne istiyor? neden bu kadar kızdınız?" Personel "Abi tüm esnaflara dilenip ceplerini parayla dolduruyorlar, bu çocuğun bugün benden kaçıncı para dilenmesi sayamadım" dedi.

Bugün tanık olduğum olay ise bu dilenme olayından katbekat canımı sıktı. Anlatmadan önce ön bilgi vereyim, Kahramanmaraş'ta "Anarşik hareketler" olmaz. Burada çocuklar kandırılıp polise, askere karşı saldırılara maşa yapılmaz. Şu zamana kadar çocukların toplanıp bir şeyleri taşlamasını ne duydum ne de gördüm. Ama bugün Kahramanmaraş'ta hem de benim oturduğum sokakta çocuklar Suriyeli mülteci aileyi taşladı. Bağırma seslerini duydum balkona çıktım ama geç kalmıştım. Tanık olan bir çocukdan dinledim bizim sokakta ev tutup oturan mülteci aile (anne ve çocuklar) sokakta dolaşıyorlarmış ki bir grup çocuk suriyeli aileye atmaya başlamış. Mülteciler evlerine kaçmış. "Niye taşlamışlar?" diye sorduğumda "Mülteci ailenin erkek oğullarından biri o taşlayan gruptan bir çocuğa tokat atmış" yanıtını aldım. işin aslı nedir ne değildir bilmiyorum. Duyduğum bu.

Sonuç olarak halk Suriyelilere kızmaya başladı. Karşılıklı sürtüşmeler ufak ufak kendini gösteriyor artık. inşallah büyümeden son bulur. Ama maalesef bu pek beklediğim sonuç değil.

Reyhanlıdaki bombalı saldırıdan sonra gazetelerde ve tvde pek haberleri yapılmasa da Reyhanlılar saldırganlaştı ve saldırının hedefi mültecilerdi çünkü halk Suriyelileri sorumlu tutuyordu. Zaten uzun zamandır tedirgindi, endişeliydi.



Ben siyaset (politika) bilimi falan okumadım -öyle fazla hayat tecrübem de yok 20 yaşına yeni girdim- ama Mültecilerin halkın arasına karışması halkı tedirgin, endişeli ve hatta saldırgan yapacağını tahmin ediyordum.

Kendi vatandaşımıza ne kadar iyi bakabiliyoruz ki?

Kendi vatandaşımıza ne kadar işsizlik konusunda yardımcı oluyoruz ki?

Kendi vatandaşımıza ne kadar refah, huzur, güven sağlıyoruz ki?

Elin mültecisine kucak açıyoruz?

Allah sonumuzu hayır etsin.




Sükuneti boz

Yorum yap