Herkeşe benden çay!

Bir yıldır hemen her yazımda bu başlığı atmak istemişimdir bugünlere kısmetmiş :) Yazımın içeriğine gelirsek yine film & dizi sektörünü eleştireceğim. Ama bu sefer yazımın ana teması izleyici psikolojisi olacak. Yanlış hatırlamıyorsam geçtiğimiz yıllarda GTA adlı oyunu oynayıp sokağa çıkan bir çocuk(!) gerçek hayatı GTA oyunu olarak algılayıp karşılaştığı insanlara tekme tokat saldırmak istemiş. Bu olay yabancı basında uzun süre boy gösterdi. Bu ve benzeri olaylar sonucunda Ülkemiz de dahil bir çok avrupa kentinde GTA, Counter-Strike gibi zaten yaş sınırı olan bu oyunlara internet kafeler ve bir çok oyun mağazalarınca kısıtlamalar getirildi

Şimdi bütün bunların olmasına neden olan şey nedir? tabii ki beynimizin gerçekle hayali ayırt edememesi. Bu konuda yetişkin insanlar sıkıntı çekmez. çünkü yetişkinlerde bir çok şeyi sentezleme-yorumlama kaabiliyeti vardır. Ama çocuklarda bu kaabiliyet yerini hayal gücüne kaptırır.

Aslında haklılar bazı şeyler o kadar gerçekci ki. Sadece oyun sektörü bakımından düşünmeyin filmler diziler tam bir aileyi anlatıyor. Çocuklar ailevi yapıyı evde de gördüğü için TV de olup bitenleri fazla yadırgamıyor. Hatta aileyi yapıyı, yaşama standartlarını TV'deki karekterlerden öğreniyor. Bu duruma sadece çocuklar açısından da bakmayın :) Koca koca adamlara/kadınlara ders veren senaryolarda oluyor. Mesela bir yönetmen toplumdaki erkeklerin kadınlar açısından yaşadığı bir problemi esere dönüştürüp yayınladığında filmi izleyen taraflar kendilerine pay çıkarıyor. Bu gayet güzel bir şey. Ama durum her zaman böyle güzel olamaz. Milyarlarca senaryo piyasada ve insanlar bu senaryoları tüketiyor bu senaryoların belli bir kısmı toplum içerisinde öğüt niteliği taşırken diğer kısmı aldatıcı ya da yanlış bilgiler verici senaryolar olarak gündeme taşınıyor.

Gerçek hayatta bu etkiler şu şekilde gözlemlenebilir:


TV'de bir dizi var ve dizideki kadın karekter aldatılıyor. TV'yi izleyen annelerimiz-teyzelerimiz aldatan karektere sitemle karışık beddua ediyor. Bu durumda toplumumuzun TV'de olup bitenleri gerçek olarak algıladığının bir kanıtıdır. Tabii ki olup bitenlerin hepsini gerçek sanmıyorlar ama sadece birkaç dakikalık bile olsa izlediklerinin gerçek olduğunu düşünüyorlar.

Teknolojinin eksikliği:


Ülkemiz teknoloji bakımından gelişime açık ancak yakın geçmişimizi yaşamış olan anne-babalarımız teknolojinin bugünki nimetlerinden bizim yararlandığımız kadar yararlanamadı. Bu da Film-Dizi teknolojisini anlamamakla birlikte yukarda anlattığım Kurgu ile Gerçeği karıştırma durumuna yol açıyor. iyice irdelememiz gerekirse:

Dizi setlerinde onlarca ışık, onlarca kamera ve benzeri sistemler mevcut. Bu sistemler sayesinde dizi banda kaydediliyor ve izleyenlere sunuluyor. Yani dizide izlediğimiz herhangi bir kare zaten orada bulunanların gözü önünde geçiyor. Hatta görüntüyü onlarca kameraman sağlıyor ve kameradan çıkan görüntü izleyicilere ulaşıyor. Bu durumu yakın geçmişten gelen büyüklerimize izah etmek zor değil ama kimse oturup bu konuyu sentezlemez. Çekirdeğini çıtlatarak film izlemek onlara yetiyor.

Neticede:


Toplum TV kültürünün yansıttığı doğrultuda ilerliyor. Sonumuz hayrolsun.




2 yorum:

  1. paylaşım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. teknolji geliştikçe insanların şiddet unsuru içeren şeylere erişmesi kolaylaşıyor ve haliyle durum vahim bir hal alıyor

    YanıtlaSil