Yenilenmek lazım #3

Uykudan uyanmış gibiyim, yorgunum hâla.

bedenim değil kafam yorgun.

bir belediye bankında denizi izliyorum yine. yine.. "yine" kelimesini çok az kullanıyorum. ve istemsiz bir mutluluk veriyor.

akşam olmuş, güneş ışığınıda alıp gitmiş. Suat'tan haber yok. Suat beni unutmuş. ya da umudunu yitirmiş. "gelirim birazdan" dedim mi acaba çıkarken?

bir kadın geliyor bana doğru. usul adımlarla geliyor. çok güzel bir kadın, sanki gözlerinin önünü siliyor elleriyle, elleride çok güzel. bu kadın bana doğru geliyor.

+ Napıyorsun yine burada? (dedi)

(yine kelimesini çok sevdim, bu kadın bana doğru söylüyor.)

- Denizi izliyorum, kokluyorum, çok güzel.. otursana yanıma  (dedim)

Usulca oturdu yanıma, otururken elleri yine gözlerini ovuşturdu. Belli ki bir şeye üzülmüştü. Yalnız kalmak istemiyordu yalnızken gibi, benim gibi.

- Deniz çok güzel, tuz kokusu.. (dedim)

+ Ben kokuyu alamıyorum, bir müddet sonra burun alışıyor aynı kokuyu alamıyorum. (dedi)

tabii alamaz burnu çok küçük, çok güzel bir yüzü var. ama inceden inceye bana beyinsiz dedi galiba?

- Kimsiniz neden buradasınız bu saatte? (dedim)

derin bir nefes aldı. gözlerini tam göremiyordum ama ıslaktı hâla..

+ Karınım senin (dedi)

- Keşke.. (dedim)

ilk defa gülümsemişti, ilk defa gülerken gördüm bu güzel kadını.

+ Ben senin karınım, sen hastasın (dedi)

"hasta" kökünden türemiş her kelime, beynimde çınlar durur. hastayım ben.

- Neden hastayım, nerem hasta? (dedim)

+ Her hafta bunu hatırlatmayı sevmiyorum, sen hafıza problemi yaşıyorsun. (dedi)

biraz mantıklı gelmişti söyledikleri, deniz kokusunu hep ilk defa solur gibiydim.

- Şimdi sen benim karım mısın? (dedim)

+ Evet sevgilim (dedi)

"sevgilim" kelimesi çok manidar. böyle güzel dudaklar arasında sarhoş ediyor insanı.

- Sana sarılabilir miyim peki? (dedim)

gülümsedi.

- Geldin geleli ikinci gülmen bu. Ve oldukça seyrek gülüyorsun, gülmediğin her an ziyan hayatımdan. (dedim)

+ Demek hatırlayabiliyorsun (dedi)

hafızamı yokladım ama bir şey çıkaramadım. usulca sarıldım, sonra sıkı sıkı. derin bir nefes aldım.

- Deniz kadar berrak kokun (dedim)

+ Hadi gidelim artık. Akşam oldu yarın işimiz var ikimizinde. (dedi)

- Biliyorum (dedim) Suat!, suat benim iş arkadaşım.

yine gülümsedi.

+ Hayır bilmiyorsun, Suat senin patronun. (dedi)

Tam kalkıyorduk ayağa, bir martı gidiyordu evine, öfkeyle bana doğru seslendi.

Martı: "Yenilenmek lazım!"

dünyanın en güzel kadını koluma girmiş, takar mıyım. hiç umursamadım.

- Konuşan martı da neyin nesi?

+ Efendim? (dedi güzel karım)

- Yok bir şey, sesli düşündüm. (dedim)

+ Yenilenmek lazım. (dedi)

kaçta kaldığımı unutmuşum, yine gülümsedi.




Sükuneti boz

Yorum yap