Başlıyorum
Uzun zamandır asosyal bir hayatım var, geçenlerde kuzenlerle bir aile toplantısında bir araya geldik. Bu sayede aslında hepimizin asosyallik zımbırtısından muzdarip olduğunu öğrendik. Sonra bende dedim ki aga arada bir toplanıp muhabbet edelim, gezelim eğlenelim desarj olalım nereye kadar ders, iş, proje! Bizimkiler olur dedi neticesinde buluştuk boş ev ayarlayıp kız atmak yerine boş ev ayarlayıp kazma kazma muhabbet ettik muhabbet esnasında benim uydurduğum bir oyunu oynadık oyun tamamıyla aşağıdaki gibiydi;
Oyunun adı: Bir uyandım!
Şişe çevirmece oyununu bilmeyen yoktur. Format olarak oyunum buna çok benziyor. Ortada yine bir şişe(benzeri şeylerde olabilir) var ve etrafında bir miktar insan. Şişe çevrildiğinde 5 ila 25 sayıları arasında bir sayı veriliyor(mesela: 20) sonra haftanın herhangibir günü (mesela: pazartesi) bu değerleri şişeyle karşı karşıya kalan arkadaş şu şekilde değerlendiriyor.
20 yıl sonra bir pazartesi sabahı; (yaş 18 ise artık 38 yaşındaymış ve pazartesi sabahına uyanmış gibi anlatmaya başlıyor.)
Bir uyandım baba! böyle bembeyaz dizaynı olan bir yatak odasındayım yanımda karım, işe geç kalmışım kalktım duş aldım. Bir kaç lokma bir şey atıştırdım işe doğru yola koyuldum.. (hikaye anlatan kişinin isteğine bağlı olarak her şekle girebilir. ister otobüs şoförü olur arkadaş, isterse mimar, isterse çok detaya iner(merdivenin 2. basamağındayım gibi) ve hikayedeki uyduruk karekterlere rastgele (kızımın adı: nancy gibi) isim verebilir.) böyleyken böyle.
Şimdi anlatınca komik olmuyor tabii ama aynı kafadan insanlarla bir araya gelip oynayınca keyifli oluyor biz epeyce eğlendik.
Şimdileri bir oyun fikri daha kıvılcımlandı onuda anlatıvereyim.
Oyunun adı: Beyleyken beyle!
Konum olarak yine şişe çevirmece oyunundaki gibi oyuncular konum alıyor ve yine bir şişe var. Şişe kimi gösterirse o kişi diğer oyuncuların verdiği meslekleri hikaye içerisinde kullanmak şartıyla hikayesini anlatmaya başlıyor.
Mesela: Diğer oyuncuların verdiği meslekler;
- Pilot
- Yazar
- Muhabir
- Dişçi
- Ziraat Mühendisi
Örnek hikaye:
Londra'ya uçuyorum aga, tam böyle lokantaları geçtik pilot anons yapmaya başladı (sayın yolcularımız an itibarıyla sebebini bilmediğimiz bir sebepten ötürü düşüyoruz! bence yardımcı pilot'un hiç bir şey yapmamasından dolayı böyle oldu ama onuda yakmak istemiyorum artık yapacak bir şey yok işte bizi seçtiğiniz için teşekkür ederiz.) sonra bir baktım etrafıma sankim anonsu duyan tek kişi benim. Kimse panik yapmıyor herkes olağan yolcu statüsü içerisinde. Panik yaptığımı görüp yanıma gelen kadın BBC muhabiri olduğunu ve panik yapmamdan dolayı benimle ropörtaj yapmak istediğini söyledi. Tam konuşuyoruz yolcuların içinde bir dişçi çıkageldi. "Panik anında diş çektirmek insanı rahatlatır" bahanesiyle önden iki dişimi aldı. Nitekim ben konuşma kaabiliyetimi yitirmeye başladım ve hep böyle bir senaryo kurgulamak isteyen bir yazar yolcu geldi kucağıma oturdu neyseki kadın. "Mesleğin ne? ne hissediyorsun" gibi sorular soran yazara Ziraat mühendisi olduğumu söyleyince kadın dudağıma yapışıverdi sonra uyandım işte.
Tabii ki hikaye uyku olmak zorunda değil baktım çok saçma bir yere gidiyor uykuya çevirdim ben :D Diğer oyuncular verdiği mesleklerle oyunun zorluğunu ya da kolaylığını belirleyebilir.
Bu oyunlarda oyuncuların anlattıkları hikaye bilinç altlarını temsil etmekte. Yani hikayeye bakarak oyuncunun karekter analizini yapabilirsiniz ;)
Yazdım kurtuldum yahu
"20 yıl sonra bir pazartesi sabahı; (yaş 18 ise artık 28 yaşındaymış ve pazartesi sabahına uyanmış gibi anlatmaya başlıyor.)"
YanıtlaSil18+20= 38≠28 :) Geliştirici bir oyun fikri olmuş.
:D tabii ki 38≠28 düzelteyim hemen :)
YanıtlaSil