Potansiyel pazar esnafı olduğum gerçeği

Bugün annemle perşembe pazarına gittik, kalabalığı sevmememden dolayı fazlasıyla sıkılmamın yanı sıra bloguma yazacak yığınla malzeme çıktı.

En önemlisi pazar esnafı potansiyelimle yüzleştim. O dünya tatlısı insanların ürünlerini satmak için söyledikleri kafiyeli sözler, akıl oyunları esnaflığa ilgi duymamı sağladı. Henüz yerleşik hayatı benimseyememiş olan tarafım da pazar esnaflığının göçebe yaşantısına hayran kaldı. Ve bir ara kadının biri (beni pazar esnafı sanıp) bir şeylerin fiyatını sorunca pazar esnafı potansiyelimi görmezden gelemedim.

"Aman Allahım! konuşan domates!"

Aynen böyle bağırıyordu esnafın biri "Maraş domatesi bunlar, yüzde ikiyüz yerli!" diyordu ardından. Şu modernize kitle ulaşım, iletişim imkanlarıyla bile bu kadar akıllıca reklamlar, reklam kampanyaları yapılamıyor.

Bir eş adayı arama yeri olarak pazar

Ortalama cimri bir kişiliğim var galiba, bu şekilde hiç yaftalanmadım ama bazen kendimi cimriymişim gibi hissediyorum ama bundan pek rahatsız değilim cimri olmasam sigara bağımlısı olurdum. Bununla birlikte, pazarların bir bakıma ucuzluk yeri olmasından dolayı aşağı-yukarı yaştaş kızlara ister-istemez alıcı gözle bakıveriyorum. Nitekim ucuzluktan kaçmayan ortalama güzelliğin üstünde bir kızla evlenme fikri gayet cazip.

Dahası bir ara kendimi moskova'da, oslo'da falan sandım. Yani o kadar çok güzel kız vardı etrafımda. Hiçte pazar kültürüne önyargılı değiller gibiydi. "Aferin" dedim. içimden.

En kötüsü kimseyle ilgimi, bilgimi paylaşamıyorum. Pazar esnaflığı ya da sadece esnaflık bu kötü huyumdan kurtulabilmemi sağlayabilir.di.

Belki de küçükken bir esnafa çırak olmalıydım yaz aylarında, Kur'an kursu diye gidip arap alfabesini öğrenmek yerine.

Erken teşhis çok önemli.




Sükuneti boz

Yorum yap